Sabah erken saatlerde Amasya’ya varıp şehzadeler şehrinde güzel bir kahvaltı ile gezimize başlıyoruz. Yeşilırmak kıyısına kurulmuş olan bu güzel kentimizde yirmi bini aşkın eserin sergilendiği Amasya Arkeoloji Müzesi ve Mumya Müzesini geziyoruz. Müzede Hititlerden Romalılara, Selçuklu’dan Osmanlı'ya kadar birçok medeniyete ait eser sergilenmektedir. Şehzadeler Parkı, Saat Kulesi, Hazeranlar Konağı gezileri sonrasında Yeşil Irmak Vadisi kıyısında yer alan görüntüsüyle ve hikâyesiyle büyüleyen Kral Kaya mezarlarının panoramik seyri sonrasında sevdaları tarihe mal olmuş Ferhat ile Şirin efsanesine konu olan su kanallarını görüyoruz. Ferhat ile Şirin’in hikâyesini rehberimizden dinleyip Yalı boyu evlerinin fotoğraflanmasından sonra Amasya’dan ayrılıp Samsun’a doğru yola koyuluyoruz, Samsun’a vardığımızda ilk olarak öğle yemeğimiz için serbest zaman veriyoruz. Sonrasında Samsun şehir merkezinde dolaşıp Karadeniz en güzel şehrinin tadını çıkarıyoruz. Ardından Avustralyalı Heykeltıraş Heinrich Krippel tarafından yapılan Onur Anıtını görüyor ve grubumuzla birlikte fotoğraflarımızı çektirdikten sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün milli mücadeleyi başlatmak için 19 Mayıs 1919’da 18 arkadaşıyla birlikte Samsun’a geldikleri vapur olan Bandırma Vapuru’ nu ziyaret edip otelimize geçiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde olacaktır.(Ünye -Fatsa)

Sabah otelde alacağımız kahvaltı ardından Trabzon’da bulunan Ayasofya olacaktır. Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethini takiben yapı, camiye çevrilmiş ve vakıf eser olmuştur. Ayasofya, yüzyıllar boyun-ca şehri ziyarete gelen seyyah ve araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Rehberimizin anlatımlarından sonra sıradaki noktamız aynı bölgede atölyeleri bulunan Trabzon’un meşhur takı sanatlarından telkâri, burma gibi zanaatların yapıldığı atölyeler olacaktır. Sevdiklerinize hediyelik olarak ta alabileceğiniz bu zarif ürünleri gördükten sonra sıradaki rotamızda bizi bir 20.yy şaheseri olan Atatürk Köşkü karşılıyor. Ulu Önder bu köşkte 1934 ve 1937 yıllarında iki kez kalmış, vasiyetinin bir kısmını da bu köşkte yazmıştır. Köşk’ün mimarisi ve bahçesi sizleri büyüleyecek. Ardından Bizans İmparatoru I. Theodosius zamanında (375-395) Atina’dan gelen Barnabas ve Sophranios isimli iki rahip tarafından kurulduğu rivayet edilen, sarp dağlardaki konumu sizleri büyüleyecek olan Sümela Manastırı’na doğru yola çıkıyoruz. Ana kaya kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ile kutsal ayazmadır. Bu yapılar topluluğu oldukça geniş bir alan üzerine inşa edilen manastır ziyaretimiz ardından Hamsiköy’e doğru yola çıkıyoruz. Sütlacı ile meşhur bu köyde vereceğimiz tatlı molası ardından otelimize yerleşiyor ve akşam yemeğimizi de otelimizde alıyoruz. (Trabzon-Maçka)

Sabah otelimizde kahvaltımızı aldıktan sonra Uzungöl’e doğru yolumuza devam ediyoruz. Deniz seviyesinden 1090 m yükseklikte bulunan Uzungöl,  Karester tepesinin heyelan sonucu Haldizen Deresi’nin önünü kapatmasıyla oluşmuştur. Özellikle yakınındaki “Şerah” Köyünün yöreye uygun tarzda yapılmış eski ahşap evler, doğaya uygun mimarisi oluşturmaktadır. Uzungöl’ün muhteşem orman örtüsü eşliğinde yürüyüş yapabilir ve yöre halkıyla keyifli bir sohbet edebilirsiniz. Karadeniz’in en meşhur gölü olan Uzungöl çevresinde yapacağımız gezimiz sonrasında Özel sektöre ait çay fabrikasını geziyoruz ve çay imalatını yerinde görüyoruz. Rize’yi panoramik görerek, yöreye özgü dokuma çeşidi olan RİZE BEZİ (feretiko) Atölyesine uğruyoruz.  Burada hem bilgi alıyor, hem de alışveriş yapma imkanı buluyoruz. Rize’nin  meşhur kurufasulyesini yedikten sonra . ARTVİN’in ilçesi BORÇKA’ya doğru yol alıyoruz. Ülkemizin gizli cennet köşelerinden biri olan BORÇKA - KARAGÖL’ü keşfe çıkıyoruz. Bizi bekleyen minibüslerle (ekstra), dev ladin ağaçları ve minik şelalerin bize katıldığı bir yolculukla KARAGÖL’e ulaşıyoruz. Etrafındaki orman örtüsü ve büyüleyici renkleriyle bir doğa harikası olan KARAGÖL’de yürüyüşler yapıyoruz. Ağaçların rengarenk görüntüsünün göle yansıyan uyumunu hayranlıkla izleyip, fotoğraflarımızla bu muhteşem manzarayı ölümsüzleştiriyoruz. Konaklama Ayder

Değerli misafirlerimiz, sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltı sonrasında, Ayder yaylasına doğru yola çıkıyoruz. Ayder yaylasının hiçbir yerde bulamayacağınız havası ve muhteşem doğasında yürüyüş yapabileceğiniz Gelin Düveni Şelalesini ve diğer şelaleleri gördükten sonra, yaylada vereceğimiz serbest zamanda keyifli bir yürüyüş yapıp yöre insanlarıyla keyifli bir sohbet yapabilirsiniz. Daha sonra Ayder’den ayrılıyoruz. Dileyen misafirlerimizle Kaçkar Yayla Turuna ( EKSTRA ) başlıyoruz. Gezeceğimiz yerler arasında Sevdaluk dizisinin çekildiği Şenyuva Köyü, Zilkale, Palovit Şelalesi gezdikten sonra Rize Bezinin Dünya’ya nam salmış olan bezlerini tanımak ve alışveriş için Rize Bezi mağazasına gidiyoruz. Ardından Fırtına Vadisine doğru yola çıkıyoruz. Dileyen konuklarımız Fırtına Deresinde Rafting (EXTRA) yapmaları için serbest zaman, veriyoruz. Buradan SÜRMENE’ye doğru yolumuza devam ediyoruz. Sürmene Bıçağı Mağazası’nda, Sürmene bıçaklarının nasıl sanata dönüştüğünü izliyoruz. Milli mücadelenin kahramanlarından Topal Osman’ın mezarının da bulunduğu Giresun Kalesi, diğer tarafımızda ise Karadeniz’in tek adası olan Giresun Adasını görüp otelimize yerleşiyoruz. (Konaklama Giresun yada Ordu)

Değerli misafirlerimiz, sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltı sonrasında, Ordu Boztepe'ye doğru yola çıkıyoruz. Ordu’yu yukarıdan seyrederek, fotoğraflarımızı çekip, çaylarımızı yudumluyoruz. Samsun istikametine doğru yola koyuluyoruz. Bafra – Gerze üzerinden ülkemizin en kuzey ile olan Karadeniz küçük ama şirin sahil kenti SİNOP’ a ulaşıyoruz. Öğle yemeğimizi meşhur Sinop Mantısı ile alıyor ve eski tarihi SİNOP CEZAEVİ’ni gezmeye gidiyoruz. Türkülerin bestelendiği, film ve dizilerin çekildiği bu ilginç yapıyı ziyaret ediyoruz. (Sinop Cezaevi, 2021 yılı itibariyle tadilata alınmıştır. Gezi tarihinde henüz açılmamışsa, dışarıdan fotoğraf çekimi yapabilirsiniz.) Daha sonra Sinop sahilinde serbest zaman veriyor ve bu esnada, bölgede en gelişmiş el sanatlarından biri olan kotra (maket gemi yapım atölyelerini) hediyelik gemi maketi alışverişleri yapabilirsiniz. (Konaklama Sinop )

Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltı sonrasında sarımsağı ile ünlü TAŞKÖPRÜ güzergahından Kastamonu’ya ulaşıyoruz. Karaçomak Deresi’nin iki tarafına kurulmuş olan Kastamonu, Kurtuluş Savaşı’nda verdiği mücadeleler sebebiyle "Şehitler Diyarı" olarak anılmaktadır. Serbest öğle yemeği alacağımız restoranda Kastamonu lezzetlerini tadabilirsiniz. Kastamonu şehir turumuza Anadolu'nun üç sac ayağından biri olarak kabul edilen Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi ve külliyesini ziyaretle başlıyoruz. Nasrullah Camii ve Meydanı, Kastamonu Kalesi, Hükümet Konağı, Şerife Bacı Anıtı’nı ziyaret ederek Kastamonu’dan ayrılıyor ve Safranbolu’ya gidiyoruz (konaklama Safranbolu)

Sabah otelde alınan kahvaltının ardından Safranbolu’yu gezmeye başlıyoruz. Tarihi Safranbolu’ya ulaşarak yapımı 1893 yılında tamamlanan ve manzarası ile sizi cezp edecek olan Kaymakamlar Konağı’na gidiyoruz. Konak gezimiz esnasında Hayat, Harem ve Selamlık bölümlerini geziyoruz.  Safranbolu tarihinin izlerini görebileceğiniz sokaklardan kent merkezine doğru ilerlerken eski Semerciler, Manifaturacılar, Bakırcılar ve Demirciler çarşılarını, kentin etrafında uzaktan gördüğümüz kanyonlardan biri olan ama kentin merkezinde ihtişamına tanık olacağınız Akçasu Kanyonunu, ve öyküsüyle sizi şaşırtacak olan İzzet Mehmet Paşa Camii'ni gördükten sonra günümüzde otel olarak da kullanılan Cinci Hanı (panaromik) görüyoruz. Tarihi çarşının içinde yapacağımız yürüyüş içerisinde Köprülü Mehmet Paşa Camii ve bahçesindeki güneş saatini gördükten sonra Yemeniciler Arastasına geçiyoruz. Daha sonra yöresel el işlerini görebileceğiniz ve en az Safranbolu’nun kendisi kadar ünlü olan, İmren lokum çeşitlerini tadabileceğiniz çarşıdaki serbest zamanımızın ardından Amasra’ya gidiyoruz. Adını mitolojiye göre bir amazon kraliçesinden, tarihsel anlatıma göre bir Pers prensesinden alan ve Fatih Sultan Mehmet ’in ‘’Lala Lala Çeşm-i Cihan (Dünya’nın Gözü) bu mu ola?’’ dediği ve hayranlığını ifade ettiği Uyuyan Prenses lakaplı Amasra’yı tepeden görebileceğimiz Bakacak Tepesinde Fotoğraf molası veriyoruz. Molamızın ardından Boztepe olarak adlandırılan ada ile anakarayı birbirine bağlayan Kemere köprüsüne geçiyoruz. bir müze kent olan Amasra’nın sokaklarında dolaşırken kilise camisini, şehir surlarını ve Ceneviz armalarını görerek tarihi boyunca Amasra’nın simgesi olmuş ahşap işlerinin günümüzde merkezi olan Çekiciler Çarşısına geliyoruz. Burada gezinti ve alışveriş için bir süre serbest zaman ardından Bursa’ya dönüş yolculuğuna geçiyoruz.